Marmara ve Karadeniz’in etrafında inşa edilen İstanbul, “meyhane” adı verilen balık restoranlarıyla doludur. Bu tesisler, Bizans imparatorluğundan beri varlar, kıyı kentlerindeydi ve bir şeyler atıştırırken içmek isteyen denizcileri karşıladı. Şarap içemeyen Müslümanların rakıya geri düştükleri, Uzo ya da Pastis’e benzer anasonlu bir alkol olan Osmanlı döneminde gelişti.
Tatiliniz boyunca her köşesinde bir “meyhane” ye çarpabilirsiniz, bu konuda ilk gördüğünüze girmemenizi, eski şehirdeki ve Galata Köprüsü’nün altındakilerden uzak durmanızı şiddetle tavsiye ediyoruz: çiftlik balıkları ve fahiş fiyatlar Düşük bir kalite ne yazık ki çok sık!
Bu işyerlerinde genellikle meze yerken mezeleri yedikten sonra rakı içiyoruz. Bu tür bir yemek “rakı-balık” yapalım (“rakı-balık”) ifadesini doğurdu. Bu bir Türk geleneğidir, “rakı-Balık” genellikle saatlerce sürer ve tüm konuşma konuları tartışılır. Bu gerçekten çok samimi bir yemek, konaklamanız sırasında mutlaka bir zorunluluktur.